Karabasan ve Uykuda Sıçrama
Öncelikle uykuda sıçrama durumlarını karabasan, uyurgezerlik, kabus görme gibi durumlardan ayırmak gerekir. Uykuya dalarken veya tam uyanırken hayal görme (halüsinasyon) haline hipnopompik/hipnogojik varsanı adı verilmektedir. Halk arasında karabasan olarak ta bilinmektedir. Karabasan durumunda aslında kişi tamamen uyanıktır. Normalde beynimiz uykuya daldıktan sonra rüyalarımızda rüyalarımıza göre hareket etmeyi engelleyebilmek için bedenimizi felç haline geçirir. Bazen bunun tam tersi olarak beyin uykuya geçmeden önce bedenimizi felç haline geçirir, uykuya dalmadan önce kaslarımızın hareket etmesi engellendiğinden uyanık halde iken geçici bir felç hali oluşur. İşte bu durum karabasanın ve karabasan halinde hareket edemememizin nedenidir. Karabasanlar genellikle kişi stresli bir durum yaşıyorsa oluşmaktadır. Stresli bir yaşamın belirtisi olabilmektedir.
Uykuda sıçrama durumu uykuya dalarken beynimizin bedenimizdeki kaslarımıza ani, kısa süreli elektrik uyarıları göndermesi sonucunda oluşur ve çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Buna parasomni adı verilmektedir. Vücudun belli bölgesinde kasılma hareketi, düşme hissi, ağlama hissi, şaşkınlık hissi olabilir. Bu şekilde ortaya çıkmasına hipnik jerk adı verilmektedir. Genellikle fizyolojik yani doğal bir olaydır. Duygusal stres durumunda olmak, fiziksel egzersiz yapmış olmak, kahvede ve kolada bulunan kafein gibi uyarıcı gıdalar almak, karanlıkta televizyon seyretmek bu durumu artırabilir. Ara ara meydana geldiğinde bir soruna işaret etmez fakat sık sık oluyorsa bu durumu araştırmak gerekebilir. Öncelikle nedeni saptamak gereklidir. Kafeini azaltmak veya kesmek, stres yaratan durumlardan kaçınmak çoğunlukla bu durumu çözmektedir. Dirençli vakalarda ilaç tedavileri kullanılabilmektedir.
Ayrıca uyku myoklonusu adı verilen bir durum vardır ki genellikle genetik olarak aileden aktarılır. Bu kişiler genellikle bacaklarda olmak üzere gece boyunca ara ara düzenli kas sıçramaları yaşarlar. Yaş ilerledikçe sıklığı artmaktadır. Özellikle bir rahatsızlığın habercisi değildir. Gece boyu sıçramalar nedeni ile uykuyu tam alamamaya neden olur ve yaşam kalitesini düşürebilir.
Uyku sıçramalarının psikolojik nedenlerini stresli yaşamak, kalitesiz uyku uyumak, gereğinden az uyumak, bedenimizi fiziksel olarak fazla yormak ve depresyon olarak sıralayabiliriz. Her uyku sıçramasının altında psikolojik bir sorun aramaya gerek yoktur fakat sıçramalar sık sık olmaya başladı ise nedenini mutlaka araştırmak gerekir. Her sıçrama depresyon habercisi değildir fakat depresyondaki kişilerde uyku sıçramalarında artış görülebilmektedir.
Çok ama çok nadir de olsa sık yaşanan uyku sıçramaları epilepsi (sara) hastalığı belirtisi olabilir. Eğer psikolojik durumlar yoksa ve bahsettiğim sıçramaya neden olabilecek durumlar da yoksa ve hala sıçramalar oluyorsa bu durumda juvenil miyoklonik epilepsi açısından değerlendirmek gerekebilir.